İŞ KAZASI
İş kazası; herhangi bir yaralanma, hastalık ve hatta ölüm de dâhil olmak üzere fiziksel veya zihinsel zarara (veya her ikisine) neden olabilen, iş yerinde veya işle ilgili faaliyetler yürütülürken iş yeri dışında da meydana gelebilen öngörülemeyen olaylardır. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre iş kazaları belirli koşullar altında gerçekleşen ve çalışanın iş yerinde veya iş ile ilgili olarak meydana gelen istenmeyen olayları kapsamaktadır. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 13’te iş kazası sayılan hallere yer verilmiştir.
İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması
MADDE 13- İş kazası;
Aynı kanunun 4. maddesi iş kazası sigortası kapsamında bulunan sigortalıları şu şekilde sıralanmıştır:
İş kazası gerçekleştikten sonra iş kazası tutanağının görgü şahitlerinin de ifadeleri ve imzaları ile oluşturulması, kazanın gerçekleştiği bölgede görev yapmakta olan kolluk birimlerine kazanın bildirilmesi ve kazanın gerçekleştiği tarihten sonraki 3 gün işgünü içerisinde bağlı bulunan sosyal güvenlik kurumuna bildirilmesi gerekir. Belirtilen 3 günlük süre kazanın gerçekleştiği günün ertesi gününden başlayarak hesaplanır. Süre hesaplamalarında “iş günü” kriteri dikkate alınmalıdır. Pazar günleri ve resmi tatiller 3 günlük sürenin hesaplanmasında göz önünde bulundurulmaz. Ayrıca İş Kanunu’na göre işçiler bakımından cumartesi günleri her ne kadar iş günü olarak kabul edilse de resmî işlemlerde bu günler iş gününden sayılmaz. İş kazası bildirimi de resmî bir işlem olduğundan, cumartesi günleri hesaba katılmaz.
İş kazası tutanağı hazırlanırken kaza geçiren kişinin kimlik bilgileri, iş kazasının nasıl gerçekleştiği, kazanın ayrıntıları, gerçekleşen iz kazasında etkilenen veya yaralanan kişiler ve tanık ifadeleri yer verilmelidir.
İş kazaları neticesinde Sosyal Güvenlik Kurumuna 3 gün içerisinde başvurulmasının detayları mevcuttur. Sosyal Güvenlik Kurumuna yalnızca 4A sigortalılar kapsamına giren yani bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalılar elektronik ortamdan yapılabilir. 4A sigortası kapsamında olmayan diğer sigortalı kişilerin ve yabancı uyruklu çalışanların işlemleri için Sosyal Güvenlik Kurumu’na doğrudan başvuru yapabilirler.
İlgili kanun maddelerinde de görüleceği üzere bir kazanın iş kazası olarak kabul edilmesi için işyerinde gerçekleşmesi işin yerine getirilmesi sırasında olması zorunlu değildir.
İŞ KAZASI NETİCESİYLE İŞÇİNİN YARALANMASI DURUMUNDA MADDİ TAZMİNAT DAVASI
Geçirdiği iş kazası neticesinde ruhen ve/veya bedenen zarar gören işçiye bu zararını gidermesi adına maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı kanunen tanınmıştır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 54’te işçinin iş kazası neticesinde bedensel zarar uğraması halinde maddi tazminat davası yolu ile nelerin talep edilebileceği hüküm altına alınmıştır. İlgili maddeye göre;
Madde 54 – Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
Kanunen hüküm altına alınan maddeye göre işçi geçirdiği iş kazası neticesinde yaralanması sonucu tedavi giderleri ve tedavi boyunca yapılan her türlü masrafı, bedensel zararın kalıcı olmaması halinde çalışamadığı sürelerdeki kazanç kaybı (iş göremezlik) tazminatı, iş kazası sebebiyle oluşan bedensel zararın sürekli olmasından kaynaklı işçinin çalışma gücünün kısmen yahut tamamen kaybetmesi sebebi ile oluşan kazanç kaybı (sürekli iş göremezlik) tazminatı ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplarını talep edebilir.
Geçici İş Görmezlik Ödeneği: Sigortalı bir çalışanın iş kazası geçirmesi veya meslek hastalığına yakalanması halinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından görevlendirilen müfettişler tarafından tanzim edilen veya sağlık kurulu raporunda belirtilen geçici süre ile öngörülen çalışmaya ara verilmesi hali için bir miktar paranın ödenmesine karar verilecektir. Zira sigortalının aldığı sağlık raporu nedeniyle geçici olarak çalışmamasından ötürü işçinin gelirinde azalma olmakta ve kazanç kaybı yaşamaktadır.
Sürekli İş Görmezlik Tazminatı: Daimi sakatlık ödeneği olarak da bilinen sürekli iş görmezlik ödeneği, iş kazası nedeniyle bedenen ve/veya ruhen kalıcı olarak sakatlığa uğrayan işçiye ödenen tazminattır. Tazminat miktarının hesabında işverenin ve işçinin kusuru ile sakatlığın miktarı (maluliyet oranı) ile sakat kalan işçinin yaşı ve aylık geliri dikkate alınmaktadır. Meslek hastalığında veya iş kazasında sigortalıya sürekli iş görmezlik ödenmesi için SGK tarafından yetkilendirilen sağlık merkezlerinin ve sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından tanzim edilen sağlık raporu doğrultusunda maluliyetin en az %10 etkilendiğinin tespit edilmesi gerekir. Bu oranın altındaki sakat kalma hallerinde sigortalı işçiye daimi sakatlık ödeneği ödenmemektedir.
İŞ KAZASI NETİCESİYLE İŞÇİNİN ÖLÜMÜ HALİNDE MADDİ TAZMİNAT DAVASI
Geçirdiği iş kazası neticesinde işçinin ölmesi halinde işçinin mirasçıları, yakınları, bakmakla yükümlü olduğu kimseler ve işçinin destek olduğu kimseler, kusurlu işverenden maddi tazminat talebinde bulunabileceklerdir. İşçinin ölümü halinde maddi tazminat davası ile istenebilecek zararlar 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 53’te düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre;
Madde 53 – Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
Kanunen hüküm altına alınan maddeye göre iş kazası ölümle sonuçlandığı takdirde cenaze giderleri, ölümden önce uygulanan bir tedavi süreci varsa bu tedavinin giderleri, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin geçirilen iş kazası neticesi ile uğradıkları kayıplar maddi tazminatın konusu olabilecektir.
İş kazanı nedeniyle destekten yoksun kalan kişilerin açabileceği çeşitli davalar mevcuttur. Bunlar;
Ölüm Geliri (Ödeneği): Bir çalışanın iş kazasından sonra ölmesi hâlinde, hak sahibi yakınlarına aylık gelir bağlanır. Bu aylık için çalışma süresi dikkate alınmaz; hak sahiplerinin ödemeyi alabilmesi için bir günlük çalışma bile yeterlidir. Hak sahiplerine verilecek aylık, sigortalının SGK’ya bildirilmiş olan son 3 aylık kazancının ortalamasının yüzde 70’i olmaktadır.
Cenaze Ödeneği: Bir çalışanın iş kazası sonrası ölmesi hâlinde, cenaze masrafları için cenaze ödeneği sağlanır. Bu ödenek ölen kişinin eşine, çocuklarına (eşi yoksa) ve ebeveynlerine (eşi veya çocukları yoksa) verilir. Cenaze töreni kişi veya kuruluşlar tarafından düzenlenmişse, ödeme onlara da yapılabilir.
Evlenme Ödeneği: Ebeveynin iş kazası sonrası ölümü sonucunda ölüm aylığı almakta iken evlenen ve bu nedenle aylığı kesilen kız çocuklarına bir defaya özgü olmak üzere, evlenme tarihindeki gelir veya aylığının iki yıllık tutarı olarak ödenen ölüm yardımıdır. Evlenme ödeneği verilen kız çocuklarının gelir veya aylıkları, evlenme tarihini izleyen ödeme dönemi başından itibaren durdurulur.
İŞ KAZASI SEBEBİYLE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI
Bir işçinin iş kazası sebebiyle yaralanması halinde işçi, ölümü halinde ise iş kazasına uğrayanın yakınlarının 6 098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 56 uyarında manevi tazminat talebinde bulunabileceklerdir.
Kanunda, manevi tazminat miktarının teknik olarak hesaplanmasını sağlayan bir metot yoktur. Manevi tazminat miktarı, bazı kriterler değerlendirilerek somutlaştırılır. Manevi tazminat miktarını belirleyen kriterler şunlardır;
Manevi tazminat olarak belirlenecek miktar, tazminat sorumlusunu fakirleştirmemeli, tazminat alacaklısını da zenginleştirmemelidir.
İŞ KAZALARI TAZMİNAT DAVALARINDA YETKİLİ MAHKEME
İş kazalarına bakmakla yetkili iş mahkemeleri 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.6’ya göre şu şekilde belirlenir;
İş kazası nedeniyle tazminat davası açma süresi; iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl olarak belirlenmiştir. İş kazası sonrası yaralanma (maluliyet) veya ölüm olması arasında zamanaşımı bakımından herhangi bir fark bulunmamaktadır.
İş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan maddî ve manevî tazminat davaları ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarında zorunlu arabuluculuk dava şartı değildir. Bu nedenle, iş kazası geçiren işçi arabulucuya başvurmadan İş Mahkemeleri’nde dava açabilir.
İŞ KAZASININ TESPİTİ DAVASI
İş kazası, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirilmesine rağmen meydana gelen olay SGK tarafından iş kazası olarak kabul edilmemişse hem SGK hem de işverenin davalı olarak gösterileceği bir “iş kazasının tespiti davası” açılmalıdır. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Bu nedenle, iş kazasının tespiti davası, tazminat davasından bağımsız bir dava şeklinde görülür. İş kazasının tespiti davası açma süresi, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. İş kazası tazminat davası, ayrı bir dava şeklinde açılan iş kazasının tespiti davasının kesinleşmesini beklemelidir. Tazminat davasından önce iş kazasının tespiti davası açılmalıdır
İş kazasının tespiti davası, işçi lehine iş kazasının tespit edilmesiyle sonuçlanarak kesinleştikten sonra maluliyet halinde işçiye, ölüm halinde ölenin hak sahibi yakınlarına SGK tarafından düzenli bir gelir bağlar. Bağlanan gelirin belli bir kısmı, tazminat davasında talep edilen tazminat miktarından indirilir.
İş kazası kuruma (SGK) bildirilmeden tazminat davası açılmışsa, iş mahkemesi tarafından davacıya iş kazası iddiasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar etmesi için süre verilmelidir. Olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde bu kez Sosyal Güvenlik Kurumunun ve hak alanını etkileyeceğinden işverenin taraf gösterildiği “iş kazasının tespiti davası” açması için davacıya süre verilmelidir. Açılacak olan bu tespit davasının neticesi tazminat davasını gören mahkemece beklenerek sonucuna göre yargılama yapılmalıdır.
Yorum yaz