TİCARETİ TERK SUÇU
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu madde 44 ve 337/a ‘da ticareti terk edenler ve ticareti terk edenlerin cezası düzenlenmektedir. Kimlerin cezalandırılacağı da madde 345’te düzenlenmiştir. Ticareti terk eden bir tacir, 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur. Kanunda öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
Yargıtay’a göre ticareti terk suçunda çok kapsamlı ve detaylı bir araştırmanın yapılmış olması gerekmektedir. Örneğin, yalnızca borçlunun adresini değiştirmiş olması ve yeni bir adres bildirmemiş olması üzerinden hareket edilemeyeceğini belirtilmektedir.
İİK m. 44 – Ticareti terk edenler:
Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur. Keyfiyet ticaret sicili memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazete’de ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mütat ve münasip vasıtalarla ilan olunur. İlan masraflarını ödemiyen tacir beyanda bulunmamış sayılır.
Bu ilan tarihinden itibaren bir sene içinde, ticareti terk eden tacir hakkında iflas yolu ile takip yapılabilir.
Ticareti terk eden tacir, mal beyanının tevdii tarihinden itibaren iki ay müddetle haczi kabil malları üzerinde tasarruf edemez.
Üçüncü şahısların zilyedlik ve tapu sicili hükümlerine dayanarak iyi niyetle elde ettiği haklar saklıdır. Ancak karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren ikinci dereceye kadar (Bu derece dahil) hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasındaki iktisaplarda iyi niyet iddiasında bulunulamaz.
(Değişik beşinci fıkra: 17/7/2003-4949/11 md.) Mal beyanını alan merci, keyfiyeti tapu veya gemi sicil daireleri ile Türk Patent Enstitüsüne bildirir. Bu bildiri üzerine sicile, temlik hakkının iki ay süre ile tahdit edilmiş bulunduğu şerhi verilir. Keyfiyet ayrıca Türkiye Bankalar Birliğine de bildirilir.
Bozulmaya maruz veya muhafazası külfetli olan veya tayin edilen kanuni müddet içinde değerinin düşmesi kuvvetle muhtemel bulunan mallar hakkında, tacirin talebi üzerine, mahkemece icra memuru marifetiyle ve bu kanun hükümleri dairesinde bu malların satılmasına ve bedelinin 9 uncu maddede yazılı bir bankaya depo edilmesine karar verilebilir.
İİK m. 337/a – Ticareti terk edenlerin cezası:
44 üncü maddeye göre mal beyanında bulunmayan veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflas sırasında göstermeyen veya beyanından sonra bu malları üzerinde tasarruf eden borçlu, bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Birinci fıkradaki fiillerin işlenmesinden alacaklının zarar görmediğini ispat eden borçluya ceza verilmez.
Borçlunun iflası halinde, birinci fıkradaki durum ayrıca taksiratlı iflas hali sayılır.
İİK m. 345 – Hükmi şahısların muamelelerinde kimlerin ceza göreceği:
Bu kanunda yazılı suçlar, hükmi bir şahsın idare veya muamelelerini ifa sırasında işlenmiş ise ceza o hükmi şahsın müdürlerinden, mümessil ve vekillerinden, tasfiye memurlarından, idare meclisi reis ve azasından veya murakıp ve müfettişlerinden fiili yapmış olan hakkında hükmolunur.
TİCARETİ TERK NASIL YAPILMALIDIR?
Ticareti terk eylemi, mevzuatta belirlenen hukuki yönteme uygun şekilde ticari faaliyetin sonlandırılması şeklinde olabileceği gibi, hukuki faaliyeti sona erdirmeden fiili varlığın sonlandırılması şeklinde gerçekleştirilebilmektedir. Ticareti terk, İİK m.44’te belirtildiği şekilde yapılmalıdır.
Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur. Ticaret sicili müdürlüğü, ticaret sicil gazetesi ve alacakların bulunduğu yerlerde mütat ve münasip vasıtalarla ilan edilir. İlan masrafları tacir tarafından ödenir. İlan masraflarının ödenmemesi durumunda tacir beyanda bulunmamış sayılmaktadır. Mal beyanını alan merci (ticaret sicil müdürlüğü), ticareti terk edeceğini tapu veya gemi sicil daireleri ile Türk Patent ve Marka Kurumu’na bildirir. Bu bildiri üzerine sicile, temlik hakkının iki ay süre ile tahdit edilmiş bulunduğu şerhi verilir. Tacirin ticareti terk ettiği ayrıca Türkiye Bankalar Birliği’ne de bildirilir.
TİCARETİ TERK SUÇUNUN UNSURLARI NELERDİR?
İİK ilgili hükümlerine ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre ticareti terk suçunun gerçekleşmesi için aşağıdaki durumların gerçekleşmesi gereklidir:
TİCARETİ TERK SUÇU ŞİKAYET HAKKI VE ŞİKAYET SÜRESİ NEDİR?
Ticareti terk suçunda failin cezalandırılabilmesi için şikâyet hakkı alacaklıya aittir. Alacaklının şikâyette bulunması gerekmektedir. Kanun; her alacaklı için değil, yalnızca zarara uğrayan alacaklı için şikâyet hakkı tanımıştır. Alacaklının alacağını tahsil edememesi zarara uğradığını gösterir. Alacaklının zarar görmediğini borçlu ispat etmelidir.
Ticareti terk suçu şikâyet süresi; usulsüz ticareti terkin öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay, her halde ticareti terkten (fiilin işlendiği tarihten) itibaren 1 yıl geçmekle şikâyet hakkı düşmektedir.
TİCARETİ TERK SUÇU SEBEBİYLE KİMLER CEZALANDIRILMAKTADIR?
Ticareti terk eden borçlunun, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu anlamında tacir olması gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 12. maddesine göre bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denmektedir. TTK m. 16’da ise ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların da tacir sayılacağı düzenlenmektedir.
TİCARETİ TERK SUÇU GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME NERESİDİR?
Ticareti terk suçu ile ilgili davalarda görevli mahkeme icra ceza mahkemeleridir. Yetkili icra ceza mahkemesi ise icra takibinin yapıldığı yer icra ceza mahkemesidir.
YARGITAY KARARLARI
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2013/7620 E., 2015/949 K, 22/01/2015 T.
‘’…İİK.nun 337/a maddesinde düzenlenen “ticareti usulüne aykırı terk etmek” suçunun ticaret şirketleri müdür ve yetkililerince de işlenmesinin mümkün olduğu cihetle; sanıklara isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, borçlu şirketin kayıtlı olduğu ticaret sicil müdürlüğünden yetkili temsilcisi sorulup, vergi dairesi müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği belirlenip, son beyanname örnekleri getirtilip, tespit edilecek adreslerinde ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması yaptırılarak, sonucuna göre hukuki durumunun takdir edilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi…’’
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/2147 E., 2019/6578 K, 16/04/2019 T.
‘’…Sanığın üzerine atılı “Ticareti Usulüne Aykırı Terk Etme” suçunun takibinin şikayete bağlı suçlardan olup borçlu şirkete ödeme emrinin 06.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçinin ise 15.09.2015 tarihinde şikayette bulunduğu dolayısıyla henüz takip kesinleşmeden şikayette bulunulduğunun anlaşılması karşısında; atılı suçun yasal unsurları oluşmayacağından sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA…’’
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/99 E., 2014/398 K, 23/09/2014 T.
‘’…Ticareti usulüne aykırı olarak terk etmek suçunun oluşabilmesi için, gerçek kişi tacir ya da ticaret şirketi müdür veya yetkili temsilcilerinin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu onbeş gün içerisinde kayıtlı bulundukları ticaret sicili memurluğuna bildirmemesinin gerekmesi karşısında; sanığın ortağı ve temsilcisi olduğu limited şirketin ticareti gerçekten terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması yaptırılıp, vergi mükellefliğinin devam edip etmediği de belirlenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırmaya dayalı olarak beraat hükmü kurulması isabetli değildir.
Bu itibarla, usul ve kanuna aykırı bir biçimde, eksik araştırmaya dayalı olarak verilen direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir…’’
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/509 E., 2012/30 K, 14/02/2012 T.
‘’…Uyuşmazlık; Türk Ticaret Kanunu’nun 136. maddesinde sayılan ticari şirketlerin müdür veya yetkililerinin, İcra ve İflas Yasası’nın 337/a maddesinde düzenlenen ticareti terk suçunu işlemelerinin olanaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Tacir sayılan limited şirketlerin, temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasası’nın 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına da bir engel bulunmamaktadır. Diğer yandan, İİY’nın 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığı da gerekçede açıkça ifade edilmektedir. Adresin değiştirilmesi olgusunun tek başına ticaretin terk edildiği anlamına gelmeyeceği de göz önüne alınarak, sanığın müdürü olduğu şirketin ticareti terk edip etmediğinin araştırılması ve sonucuna göre, şirketin müdürü olan sanık açısından İİY’nın 337/a maddesinde düzenlenen suçun oluşup oluşmayacağının değerlendirilmesi zorunludur…’’
Yorum yaz